BURDUR, YEŞİLOVA, SALDA GÖLÜ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI, SALDA GÖLÜ’NÜN ÖLÜM FERMANIDIR.

BASIN AÇIKLAMASI
BURDUR, YEŞİLOVA, SALDA GÖLÜ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI,
SALDA GÖLÜ’NÜN ÖLÜM FERMANIDIR.
 
Beyaz kumları, turkuaz rengi ile Türkiye’nin Maldivleri olarak adlandırılan, eşsiz doğa güzelliğine ve benzeri bulunmaz bir habitata sahip Burdur ili, Yeşilova ilçesi sınırları içerisinde bulunan SALDA GÖLÜ, habitatı, ekosistemi ve eşsiz güzellikleri nedeni ile 2011 yılında “Salda Gölü Tabiat Parkı” olarak ilan edilmiştir. 184 m. derinliği ile Türkiye’nin en derin gölü olan Salda Gölü, son yıllarda bu özellikleri ile büyük ilgi odağı olmuş ve ziyaretçi akınına uğramıştır.
Salda Gölü 1. Derece Doğal sit alanı iken, son yıllardaki popüleritesi nedeniyle, 30.05.2019 tarih onaylı 1/25.000 ölçekli ve 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar planları ile aynı tarihte onaylı 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı kararı ile daha çok turist çekerek daha fazla gelir elde edilmesi amaçlanarak, alan yapılaşmaya açılmış ve “Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine ait Sosyal Donatıları İle Alt Yapı ve Çevre Düzenlemesi”ne yönelik TOKİ tarafından 31.07.2019 tarihli İhaleye çıkılmıştır.
Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi tarafından;
 
1- Üst ölçekli plan kararlarına aykırı olan alt ölçekli koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planları daha askıdan inmeden ve planlar kesinleşmeden, alana yapılacak yapılara ilişkin kentsel tasarım ve mimari uygulama projeleri hazırlanmadan, ucu açık yapılaşma ihalesi ile alanın yapılaşmaya açılmasının hukuka aykırı olması nedeniyle,
 
2- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Salda Gölü Doğal Sit Alanı ile ilgili bilgi verdiği web sayfasında;
• Salda Gölü’nün Burdur Gölleri Havzası sınırları içinde yer alan ve ekosistem bütünlüğünün en iyi temsil edildiği göllerden birisi olduğu,
• alanın flora ve fauna açısından oldukça zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğu,
• alanda tespit edilen 20 bitki türünden sadece 5’inin Türkiye florasına göre endemik olduğu bunların 5 adedinin neslinin tehlikede olduğu,
• değişik zamanlarda alanda yapılan çalışmalar sonucunda; 8 iç su balığı, 5 iki yaşamlı, 27 sürüngen, 69 kuş, 5 memeli olmak üzere toplam 114 omurgalı türü tespit edildiği,
• Alanda 69 kuş türü gözlendiği, bu türlerden; 54’ünün yerli ve/veya yaz göçmeni, 15’inin ise kış göçmeni olduğu, belirtilmektedir.
Aynı internet sayfasında , “Son zamanlarda alanın maruz kaldığı yoğun ziyaretçi akımının antropojenik (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen) baskıyı arttırdığı, bu kapsamda, alandaki bu baskıyı en aza indirmek için gerek planlama gerekse alan kullanımlarına yönelik kontrollü bir kullanım sağlanması amacıyla 12.09.2018 tarihinde Genel Müdürlük liderliğinde alanda; sorunlar ve “Alan Yönetim Modeli ve Çözüm Önerileri”nin ortaya konduğu bir dizi ziyaret ve toplantılar gerçekleştirildiği belirtilmiş, ancak tüm bu belirlemelerin aksine, yapılaşma ve ziyaretçi sayısını arttırılmasına yönelik turizm amaçlı rant plan yapılmıştır.
Doğal alanlar üzerinde sosyal ve ekonomik nedenlerle antropojenik (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen) etkilerin oluşturduğu fiziksel değişimler öncelikle alanın doğal yapısı üzerinde bozulmalara neden olmaktadır. Günümüzde çeşitli nedenlerle oluşan çevre kirlenmesi ile birlikte düzensiz yapılaşma, alan kullanımındaki değişimler ve yanlış alan kullanımları sahip olduğumuz doğayı ve biyolojik zenginlikleri hızla tahrip etmektedir.
Dünyada ender bulunan ve Mars gezegeninin yüzey özelliklerini taşıyan iki yerden biri olan Salda Gölü Tabiat Parkı’nın festival yapılabilecek, 7 gün - 24 saat kullanılabilecek nitelikte Millet Bahçesi yapılması, yıllık ziyaretçi sayısını 500 000 kişiye çıkaracak, ziyaretçi sayısını artırmaya yönelik bir projedir. Proje, Bakanlığın kendi web sayfasında olumsuzluk olarak kabul ettiği “antropojenik baskıyı” (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen baskıyı) arttırmasının kaçınılmaz olması nedeniyle,
 
3- Alan, Bakanlıkça Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmiştir. Özel Çevre Koruma Alanı ilanına ilişkin gerekçeleri Genel Özellikler başlığı altında; “Salda Gölü doğallık, görsellik ve biyolojik çeşitlilik özellikleriyle eşsiz ve etkileyici görünüme sahip bir alan olduğu, suyun berrak ve turkuaz renkli oluşu, alanı manzara açısından da eşsiz kıldığı belirtilmektedir “ denmektedir.
Yine, “Neden Çevre Koruma Bölgesi” başlığı altında; “Salda Gölü, sosyo-kültürel yaşam bütünlüğünü koruyabilmiş, peyzaj özellikleri, endemik ve nesli tehlike altındaki türlerin barınma, beslenme ve üreme gibi hayati gereksinimlerini karşılayabileceği uygun yaşama şartlarına sahiptir. Alan sulak alan olması nedeniyle de biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu bir alandır. Bu kapsamda, bölgede 61 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki türü ile bu türler içinde tehlike sınıfı ve endemizm açısından 20 tür bulunmaktadır. Jeolojik ve kimyasal özellikleri, barındırmış olduğu endemik türler ile Önemli Doğa Alanı ve Önemli Kuş Alanı kriterlerini sağlayan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından koruma altına alınan kritik türlere ev sahipliği yapan Uluslararası ve Ulusal düzeyde öneme sahip bir alandır. Bölgede yapılan çalışmalar dünyada Mars gezegeninin yüzey özelliklerini (magnezyum yüklü beyaz kayalar) taşıyan dünyadaki iki bölgeden birinin Salda Gölü olduğunu göstermektedir. …….Salda Gölü ve çevresinde sulak alan, dere, kumul, ibreli orman, ağaçlık, dağ bozkırı, kayalık, tarım gibi habitatlar mevcuttur. Salda Gölü’nün çevresindeki ibreli orman habitatları doğu bölümü hariç gölün tüm çevresinde olup kızılçam, karaçam ve boylu ardıçlar saf ve karışık ormanlar ile yer yer seyrek ormanlardan oluşmaktadır. Göl, Türkiye’nin en derin gölüdür. Aynı zamanda bazı su kuşu türlerinin belirli zamanlarda önemli miktardaki populasyonlarını barındırmaktadır. ….. Salda Gölünün oldukça temiz, oligotrofik özellikte, az tuzlu ve yüksek alkalinite özellik göstermesi, gölün biyolojik çeşitliliği ve üretkenliği konusunda belirleyici etken olup, ekosistem dengesi hala bozulmamış bir göldür. Jeolojik açıdan kapalı bir havza özelliğinde olması, gölün ekolojik özelliklerini önemli derecede belirlemiştir. Bu özellik gölün tür çeşitliliğini ve kullanım olanaklarını sınırlandırmakla birlikte; gölü istilacı ve yabancı türlerden koruyan bir kalkan özelliği de göstermektedir. …Kara ve gölalanı birlikte değerlendirildiğinde; sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerleri açısından çok önemli bir alandır.” denilmektedir.
Millet Bahçeleri; Salda Gölü gibi zaten doğa harikası olan alanlarda değil, rant uğruna betonlaşan ve nefes alınamaz olan yoğun şehir merkezlerinde, nefes alınacak alanlar yaratmak amacıyla kamu yararı amaçlı düzenlemeler olarak gündeme gelmiştir. Salda Gölü’nde Millet Bahçesi ve turizm amaçlı yapılaşmalar, alanı güzelleştirip koruyamayacağı gibi aksine antropojenik (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen) baskıyı arttıracağından göl üzerinde ve çevresinde olumsuz etkilere yol açacaktır. Bu nedenle Millet Bahçesi ve turizm amaçlı yapılaşma kararları ve Millet Bahçesi yapımı amaçlı ihale kararı KAMU YARARINA da aykırı olması nedeniyle,
 
4- Salda Gölü, Göller Bölgesi içinde ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyonal ovalarla çevrili hafif tuzlu tektonik bir göldür. Yüzölçümü yaklaşık 44 km2’dir. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye’nin en derin gölüdür. Yer yer seyrelmiş karaçam ve meşe ormanlarının kapladığı kireçtaşı ve serpantin yamaçlarla çevrilidir. Kıyısında küçük alüvyal ovalar yer alır. Alan kısmen tuzlu göl ve etrafındaki dar kıyı şeridinden oluşur. Göl çevresinde plajlar bulunmaktadır. Gölün güney kıyılarında küçük, tuzlu sulak alanlar bulunur.
Göl suyunun terkibinde magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı sonuçlara sebep olmaktadır. Gölün arka kısmında kalan orman örtüsü keklik, tavşan, tilki ve yaban domuz Salda Gölü, Önemli Doğa alanlarından (ÖDA) olup, aynı zamanda (ÖTA) Önemli Tatlısu Alanıdır. Salda Gölü ve çevresi, bu özellikleri ile Uluslararası Sözleşmeler kapsamında korunması gerekli özele alanlardan birisidir. Yapılaşma kararları, alanın zarar görmesine ve yok olmasına neden olacağından, taraf olduğumuz Bern Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilgili hükümlerine aykırı olduğu gerekçesi ile,
 
Salda Gölü’nün “Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatıları İle Alt Yapı Ve Çevre Düzenlemesi” ne yönelik 31.07.2019 tarihli İhale kararının iptaline, öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açılmıştır.
 
Ayrıca;
 
Yine, Burdur-Salda Gölü’ne yönelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 30.05.2019 tarihinde onanan, 1/25 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı,1/5 000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile dayanağı 08.03.2019 onaylı Antalya–Burdur-Isparta Çevre Düzeni Planı Değişikliği kararının Salda Gölü ve Çevresi kısmına yönelik olarak;
 
1- Planlanan alan 140.496 m2.’dir. E=0.20 emsal ile alana, açık alan düzenlemeleri hariç 28100 m2 kapalı alan yapılabilecektir ki Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilen bu alan için çok yoğun bir yapılaşmadır. Plan kararları ile ilgili mevzuatlara aykırı çok fazla yapılaşma kararları getirilmiş olması nedeniyle,
 
2- Doğal alanlar üzerinde sosyal ve ekonomik nedenlerle antropojenik (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen) etkilerin oluşturduğu fiziksel değişimler öncelikle alanın doğal yapısı üzerinde bozulmalara neden olmaktadır. Günümüzde çeşitli nedenlerle oluşan çevre kirlenmesi ile birlikte düzensiz yapılaşma, alan kullanımındaki değişimler ve yanlış alan kullanımları sahip olduğumuz doğayı ve biyolojik zenginlikleri hızla tahrip etmektedir. Dünyada ender bulunan ve Mars gezegeninin yüzey özelliklerini taşıyan iki yerden biri olan Salda Gölü Tabiat Parkı’nın festival yapılabilecek, 7 gün - 24 saat kullanılabilecek nitelikte Millet Bahçesi yapılması, yıllık 500 000 ziyaretçi sayısını artırmaya yönelik bir projedir. Bu durumun Bakanlığın kendi web sayfasında olumsuzluk olarak kabul ettiği “antropojenik baskıyı” (insan faaliyetleri sonucunda meydana gelen baskıyı) arttırması kaçınılmazdır. Buna örnek olarak atık su ve çöp kirlenmesi, doğal peyzajının bozulması, gürültü ve ışık kirliliği, araç tekerlekleri ve insanların yürümeleri ile toprak sıkışması ve bitki örtüsünün yok olması gösterilebilir.
Günümüzde mevcut kullanımlardan ve uygulamalardan yola çıkarsak, iyi niyetle de olsa ziyaretçi sayısının artırılmasına yönelik hayata geçirilecek olan proje, binlerce yıl içerisinde doğal olarak gelişmiş olan Salda Gölü ekosisteminin bozulmasına neden olacak, ayrıca gürültü ve ışık kirliliği sebebiyle, göl kıyılarında üreyen kuş popülasyonları ve kuş yavruları ile diğer canlılar üzerinde olumsuz sonuçlara neden olacaktır.
Planlar ile gerçekleştirilmesi düşünülen amaç, doğal güzelliğin yok olması anlamına gelmektedir. Açıklanan nedenlerle plan kararların da kamu yararı bulunmaması nedeniyle,
 
3- Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), bir yatırım veya projenin önemli etkilerinin belirlendiği, karar verme aşaması ile birlikte gelişen bir süreçtir. ÇED’in temel görevi karar vericilere yatırım ya da projenin çevresel etkilerini göstermek suretiyle doğru karar vermelerini sağlamaktır. Bu nedenle, planlamadan önce ÇED kararı alınmalı, ÇED olumlu
kararı verilmesi halinde planlar yapılmalı ve planlar kesinleştikten sonra alan ihaleye çıkarılmalıdır.
 
4734 sayılı kanunun Kamu İhale Kanunu 5. Maddenin 6. Fıkrası da;
“İlgili mevzuatı gereğince Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli olan işlerde ihaleye çıkılabilmesi için ÇED olumlu belgesinin alınmış olması zorunludur.” hükmü ile, ihale öncesi ÇED kararının alınmasının zorunlu olduğunu belirtmektedir. Oysa; önce plan kararları alınmış, planlar henüz kesinleşmeden, askı aşamasında ihale kararı alınmış ve ihale yapılmış, ihaleden sonra da “ÇED gerekli değildir” kararı alınmıştır.
İmar planları askıdan inmeden, daha planlar kesinleşmeden, alana yapılacak yapılara ilişkin kentsel tasarım ve mimari uygulama projeleri hazırlanmadan, ucu açık yapılaşma ihalesi ile alanın yapılaşmaya açılmasının planlama esaslarına aykırı olması,
Üst Ölçekli planda zarar verici ve tehdit edici yapılaşmalar yasaklanmasına rağmen, Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş 295 kilometre kare alanın, 140.496 m2. si Özel Proje Alanı olarak belirlenmiş ve bu alan içinde E=0.20 emsal getirilmiştir. Hukuka aykırı olarak max. 0,05 emsal olması gerekirken 0,20 emsalle 28.100 m2 kapalı alan düzenlemesi planlanmıştır. Bunun dışında rekreasyon alan vs. düzenlemeleri de göz önüne alındığında, habitat olarak bu kadar değerli bir alan için üst ölçekli planlara aykırı çok yoğun bir yapılaşma kararı getirilmiş olması nedeniyle,
 
4- Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hükümlerine, Taraf olduğumuz Uluslararası Bern Sözleşmesi, Biyolojik eşitlilik Sözleşmesi, Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Hakkında Sözleşme, Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşmesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi,
hükümlerine aykırı olması nedeniyle,
 
Burdur ili, Yeşilova ilçesi sınırları içerisinde bulunan Burdur-Salda Gölü’ne yönelik Çevre Ve Şehircilik Bakanlığınca 30.05.2019 tarihinde onanan, 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı,1/5.000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile dayanağı 08.03.2019 onaylı Antalya–Burdur-Isparta Çevre Düzeni Planı Değişikliği kararının Salda Gölü ve Çevresi kısmına yönelik kısmının iptaline, öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açılmıştır.
 
Değerli basınımız aracılığıyla halkımızın bilgisine sunulur.                 08.10.2019
 
 
MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ                          PEYZAJ MİMARLARI ODASI ANTALYA ŞUBESİ